Pazartesi, Aralık 23, 2024
Ana Sayfa Blog Sayfa 12

Burçlar ve Sağlığımız

Astrolojide burçlar ve gezegenler vücudun belli organlarıyla eşleştirilir. Kişiye özel doğum haritasının analizi sağlık durumu, beslenme şekli, hastalıkları hakkında birçok bilgi içerir. Burçlar kadar, düştüğü evler ve karşıt burç yorumda en önemli cevabı veren konumdadır.

KOÇ

Koç burcu baş, kafatası, yüz bölgesini yönetir. Şah damarı, dolayısıyla beyin ile ilgili sorunlar, iltihap, baş ve diş ağrısı, migren rahatsızlıklarını sayabiliriz. Koç burcu insanları aceleci oldukları için dikkatsizlikleri yüzünden kazalara meyillidirler. Aksiyon hayatlarının bir parçası olduğundan adrenalin bezi fazla çalışır. Terazi burcu karşıt evde olmasından dolayı, böbrek ve bel bölgesinde rahatsızlıklar oluşabilir.

Koç’un yönetici gezegeni Mars; baş bölgesi, sol kulakta problem, ateşli hastalıklar, yüzdeki yara izleri, kesikler, yanıklar, kanamalar, ameliyatlar, cinsel organda rahatsızlıklar, sıtma, adalelerdeki sorunlar ile ilişkilendirilir.

BOĞA

Boğa burcu vücutta boğaz, boyun ve ense bölgesini yönetir. Bademcikler, gırtlak, tiroit bezi, ses tellerinde kısıklık, yutak, kulaklarla ilgili sağlık problemleri, tansiyon, soğuk algınlığı, astım, burun, sol burun deliği ve boğaz akıntısı ile ilgili hastalıkları sayabiliriz.

Boğa burcu insanları genel olarak kuvvetli bir yapıya sahip olsalar da, yemek yemeyi çok sevdikleri için kilo almaya müsaittirler. Diyabetik rahatsızlıklar baş hastalıklarıdır. Akrep burcu karşıt evde olmasından dolayı, erkeklerde prostat, kadınlarda rahim hastalıkları görülebilir.

Boğa’nın yönetici gezegeni Venüs; kadınsal hastalıklar, yumurtalıkla ilgili problemler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, karaciğer, bel, sırt, omurilik, göbek ve böbrek bölgelerinde meydana gelen rahatsızlıklara ilişkilendirilir.

İKİZLER

İkizler burcu vücutta omuzlar, kollar, elleri yönetir. Akciğerler, nefes borusu ile alakalıdır. Köprücük kemiği kırıkları, omuz ve kollarda meydana gelebilecek ağrılar, parmaklarla alakalı rahatsızlıklar görülebilir.

İkizler burcu insanları genel olarak çok kuvvetli yapıda değillerdir. Sürekli harekette olmayı seven, yerinde duramayan, meraklı ve sıkılgan bir  yaratılışa sahiptirler. Aşırı yorgunluk ve uykusuzluk başlıca problemleridir. Sinir sistemleri oldukça hassastır. Kilo almaları oldukça zordur.

Yay burcu karşıt evde olmasından dolayı, kalça ve bacaklarda oluşabilecek ağrılar, romatizma, karaciğer rahatsızlığı, alerjiler meydana gelebilir.

İkizler’in yönetici gezegeni Merkür; zihinsel ve sinirsel fonksiyonlar, hafıza, konuşma mekanizmaları, eller ve parmaklar, dil, (sert açılarda konuşma ve anlama bozukluğu) ile alakalıdır. Bu konularda rahatsızlıklar görülebilir. Baş dönmesi, nezle, kuru öksürükle mücadele edilebilir.

YENGEÇ

Yengeç burcu vücutta göğüs, göğüs kafesi, mide, solunum yolları, diyafram, böğür, dalak, akciğer, vücudun mukozası ile alakalıdır. Vücudun sol yarısını temsil eder. Gastrit, ülser, 12 parmak bağırsağı iltihabı, hazımsızlık sorunları ortaya çıkabilir. Göğüsler ile ilgili rahatsızlıklar ve üreme sistemi ile alakalı bozukluklar meydana gelebilir.

Yengeç burcu insanları oldukça hassas, duygusal ve anaç yapıda oldukları için sağlıkları hemen her şeyden etkilenir. Bünyeleri çok kuvvetli değildir. Hasta olarak oldukça yorucu kişilerdir. Ani değişen ruh halleri direkt midelerini etkiler. Süt bezleri iyi çalışır.

Oğlak burcu karşıt evde olmasından dolayı, iskelet sistemi, deri ve diş rahatsızları meydana gelebilir.

Yengeç’in yönetici gezegeni Ay; psikolojik bozukluklar, karın ağrısı, salgı bezleri, üreme organları, kolit, sol tarafta felç, vücutta su kaybı, karaciğer problemleri ile alakalıdır.

ASLAN

Aslan burcu vücutta kalp, sırt ve omurga bölgeleri ile alakalıdır. Kalp krizi, romatizması ve sıkışması bu kişilerde fazladır. Güneş tarafından yönetildikleri için kolay hastalanmazlar.

Aslan burcu insanları, hayatın keyiflerinden doyasıya faydalanmak isteyen yapıdadırlar. Yemek, içmek, eğlenmek ihtiyacında oldukları için düzensiz yaşarlar. Kendilerini fazla yorup, sağlıklarına dikkat etmezler. Rahatsızlandıklarında oldukça zor hasta olur, kendilerini çok dinlerler. İleri yaşlarda yemek ve alkolden dolayı kilo problemleriyle birlikte kalp riski ortaya çıkar. Kova burcu karşıt evde olmasından dolayı, dolaşım sistemi bozuklukları, bacak ve baldırlarda ağrılar oluşabilir.

Aslan’ın yönetici gezegeni Güneş; beyin, vücut ısısı, kalp, adale ve tendonlarla alakalıdır. Vücudun sağ yarısını temsil eder. Ateşli hastalıklar, kan dolaşımı, kalp, omurilik ile ilgili rahatsızlıklar görülebilir.

BAŞAK

Başak burcu vücutta solar plexus, ince ve kalın bağırsaklar, sindirim ve sinir sistemi, diyafram ile alakalıdır. Bağırsak sorunları, kolit, karında yerleşen parazitlerle ilişkilendirilir.

Başak burcu insanları takıntılı, titiz ve mükemmeliyetçi yapılarından dolayı hayatlarında her şeyi düzenli olsun isterler. Bu durumda yaşamları zorlaşır. Hastalık hastası olabilirler ve bakımları oldukça zordur. Balık burcu karşıt evde olmasından dolayı, ayakları oldukça hassastır.

Başak’ın yönetici gezegeni Merkür; zihinsel ve sinirsel fonksiyonlar, hafıza, konuşma mekanizmaları, eller ve parmaklarla alakalıdır ve bu konularda rahatsızlıklar görülebilir.

TERAZİ

Terazi burcu vücutta böbrekler ve bel bölgesi, omurga, alt karın, üreme organları, göbek, bel, kalçalar ile alakalıdır. Sırtın alt tarafında adale, kemik ve sinir uçları ağrıları olur. Ağır kaldırmaktan dolayı fıtık olabilir. Nefrit, böbreklerdeki taş, kum başlıca problemleridir. İdrar ile ilgili rahatsızlıklar görülebilir.

Koç burcu karşıt evde olmasından dolayı, baş ile ilgili ağrılar oluşabilir. Terazi burcu insanları son derece ince, nazik ve karşı tarafı düşünen yapıdadır. Sürekli olarak karşı tarafa dengelemek zorunda hissederler. Söyleyemedikleri birçok şeyi içlerine atmaları sağlıklarının bozulmalarına sebep olur.

Hasta olduklarında canları çok tatlıdır. Son derece nazlı, ilgi görmek isteyen yapıdadırlar.

Terazi’nin yönetici gezegeni Venüs; kadınsal hastalıklar, yumurtalıkla ilgili problemler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, karaciğer, bel, sırt, omurilik, göbek ve böbrek bölgelerinde meydana gelen rahatsızlıklara ilişkilendirilir.

AKREP

Akrep burcu vücutta üreme, genital organlar, anüs ile alakalıdır. Mesanede kum, cinsel yolla bulaşan rahatsızlıklar, rahim hastalıkları, erkeklerde prostat, kalın bağırsak problemleri, basur gibi rahatsızlıklar görülebilir.

Akrep burcu insanları aşırı hırslı olduklarından dolayı kendilerini strese sokan yapıdadır. Sinir ve asabiyet sağlıklarını olumsuz olarak etkiler. Hasta oldukları zaman oldukça dayanıklıdır. Mücadele etme kapasiteleri çok yüksektir. Çabuk iyileşirler. Rahatsızlandıkları zaman çekilmez olabilirler.

Boğa burcu, karşıt evde olmasından dolayı, boğaz bölgesi oldukça hassas olur.

Akrep’in yönetici gezegeni Plüton;  cinsel yolla bulaşan hastalıklar, üreme organları, kanser, zehirlenme, boşaltım bozuklukları, kalıtsal rahatsızlıklarla ilgili sorunlar ile ilişkilendirilir.

YAY

Yay burcu vücutta kan damarları, uyluklar ve bacakların üst kısımları ile alakalıdır. Genellikle kalçalarda kilo problemleri vardır. Karaciğer hassasiyeti, romatizma, siyatik, kuyruk sokumu ağrıları görülebilir.

İkizler burcu karşıt evde olmasından dolayı, sinir sistemi rahatsızlıkları, ciğer ve bronşlarda hassasiyet görülebilir. Soğuk algınlığına karşı dikkat edilmesi gerekir. Kan yapıcı yiyecekler tüketilmelidir.

Yay burcu insanları esnek, rahat iyimser oldukları için sağlık kontrollerini önemsemeyebilirler. Bundan dolayı olası hastalıklarda erken teşhis tanısında geç kalınarak tedavi zorlaşabilir.

Yapıları çok kuvvetli değildir, hastalıklarını büyütmeyi severler ama olumlu düşünmelerinden dolayı hemen ayağa kalkabilirler.

Yay’ın yönetici gezegeni Jüpiter; akciğer problemleri, bağırsak ve karaciğer rahatsızlıkları, hormonlar, kramp, damar hastalıkları, rahim, kanama, kilo ile ilgili problemler ile ilişkilendirilir.

OĞLAK

Oğlak burcu vücutta kemikler, dizler ve deri ile alakalıdır. Vücutta en hassas yerleri, iskelet sistemi, eklemler, diz kapağı, dişlerdir. Romatizma başlıca problemleri olabilir. Deride her türlü yara, egzama, çıban, akne oluşabilir.

Yengeç burcu karşıt evde olmasından dolayı göğüs, mide fazlasıyla hassastır.

Oğlak burcu insanları sabırlı, disiplinli, düzenli ve itinalı yapıdadırlar. Sıkı çalışma şartlarına ayak uydurabilirler rağmen kendilerini kasmaları sebebiyle sağlık problemleri yaşarlar. Mideleri oldukça hassastır. Hasta olsalar bile kimseye belli etmek istemezler ve işlerinin başında olmayı tercih ederler. Doktora gitmeyi sevmezler ama kendilerine gereken özeni gösterir ve düzenli kontrol yaptırmaya dikkat ederler.

Oğlak’ın yönetici gezegeni Satürn;  uzun süren rahatsızlıklar ve yaşlılıkla alakalıdır. Kemikler, kronik hastalıklar, sağ kulak, dalak, cilt, diş, saçlar, omurga rahatsızlıkları ile ilişkilendirilir. Satürn yaşlıları temsil eder ve ilerleyen yaşlardan genç görünmek gibi avantajları vardır.

KOVA

Kova burcu, adaleler, baldırlar, el, ayak bilekleri, topuklar, dokular  ve dolaşım sistemiyle alakalıdır. Bu bölgeler son derece hassastır. Damarda oluşan pıhtılaşma, dolaşım bozuklukları, kramplar, varisler görülebilir.

Aslan burcu karşıt evde olmasından dolayı kalp ve sırt bölgeleri hassastır. Kova burcu insanları, Uranüs gezegeni tarafından yönetildikleri için hayatlarındaki sürpriz gelişmelerden etkilenebilir ve beklenmedik sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabilirler. Sağlıklarına son derece dikkat eden ve rutin kontrollerini yaptırmayı seven tiplerdir.

Kova’nın yönetici gezegeni Uranüs; Bacaklarda oluşabilecek problemler, dolaşım sistemi bozuklukları, ruhsal ve zihinsel rahatsızlıklar, tümör, düşük tehlikesi, kramplar, kazalar, kırıklar, tehlikeler ile ilişkilendirilir.

BALIK

Balık burcu, ayaklar ile alakalıdır. Son derece hassas olan ayakların üşütülmemesi ve nasırdan korumak için ortopedik ayakkabıların tercih edilmesi önemlidir. Balık burcu insanları ruhen dış etkenlerden fazlasıyla etkilendikleri için psikomatik rahatsızlıklar görülebilir.

Hayatın zorlukları karşısında içki, uyuşturucudan medet umabilirler. Depresyona meyilli yapıları vardır.

Başak burcu karşıt evde olduğundan dolayı bağırsaklar son derece hassastırlar.

Balık’ın yönetici gezegeni Neptün; ayakları ve beş duyuyu temsil eder. Bağışıklık sistemi rahatsızlıkları, virüs kaynaklı bulaşıcı hastalıklar, zehirlenme, mantar, halsizlik, ruhsal bozukluklar ve halüsinasyon ile ilişkilendirilir.

TARİHTEKİ ÖNEMLİ ASTROLOGLAR

Astrolojinin Kısa Tarihi

Astrolojinin tarihi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Çok eski yıllarda ışığın günümüzdeki gibi kullanılamamasından dolayı insanlar gökyüzünü daha net görme imkanına sahiptiler.  Gece öylesine karanlık, yıldızlar o derece parlak ve yakındı ki bugünün teknolojisine sahip olmamalarına rağmen bir çok göksel bilgiye gözlem yaparak ulaşabildiler.  Zaman içerisinde birçok farklı kültür ve topluluk çeşitli araştırma ve gelişmeler ile edindikleri astrolojik verileri günümüze kadar getirdiler

Roma, Çin, Yunan, Maya uygarlıkları gökyüzündeki yıldızları inceleyerek kendi toplumlarında astrolojinin önce tohumlarını attılar ve bir tarih meydana getirdiler. Geçmişe göz attığımızda bir çok belirsizliğe rağmen astrolojinin ilk kez Mezopotamya’da ortaya çıktığına dair veriler elde ederiz. Mezopotamyalılar gökyüzündeki yıldız ve gezegenlere tanrı isimleri vererek onların gerçek tanrılar olduklarına inandılar.

M.Ö. 2122 ile 2102 yılları arasında Sümer yazıtlarında yıldızlarla ilgili kehanetler bulundu. Bilinen en eski astrolojik belge ise Enuma Anu Enlil M.Ö. 1800-1500 tarihleri arasında yazılmıştır, 7.000 göksel işaret ve 70 kil tabletten oluşmaktadır. Bu tabletlere bakarak o zamanki Astrologların göksel değişimlerin yeryüzü ile eşleştiğini keşfettikleri görülmektedir.

M.Ö. 1600 yıllarından zamanımıza ulaşan diğer belgeler ise; Babil Kralı Amisaduka döneminden gelen Venüs Tabletleri’dir.

M.Ö. 1000 yıllarına gelindiğinde ise; Mezopotamya’da yaşayan Kabilliler tarafından Mul Apin; ilk yıldız kataloğu oluşturuldu ve bu katalogda ekvatora paralel olan 3 geniş kuşak ve ekliptik üzerinde 17 takımyıldızından bahsedildi.

M.Ö. 747 yılında ilk defa Güneş Tutulması Babiller tarafından hesaplandı ve ilk Astronomi Günlüğü ise M.Ö. 652 yılında hazırlandı. Babilliler gezegenlerin dönüş zamanlarını ve gelecekte hangi konumda olacaklarını hesaplayacak konuma kadar geldiler. O dönemde astrolojinin kullanış amacı; krallığın gidişatını belirlemek için göklerden edinilen bilgileri kullanmaktı.

İlk astrologların Babil ve Asur döneminde yaşayan Babur Rahipleri oldukları bilinmektedir. Bu rahipler gerçekten de Güneş ve Ay Tutulmalarını, matematiksel hesapları doğru yaparak Güneş, Ay ve gezegenlerin döngülerini, Ay’ın bir sene içinde oniki kez döndüğünü hesaplayarak yılı on ikiye bölmeyi dahi keşfettiler.

İlerleyen zamanla birlikte Astrologlar yaptıkları incelemeler neticesinde gökyüzündeki gezegenler hakkında daha fazla bilgiler edinmeye başladılar. Bu bilgiler Babillilerden (M.Ö. 587-539) Musevilere, onlardan da Babili fetheden (M.Ö. 539) Perslere, Perslerden (M.Ö. 525-404) Mısırlılara ve (M.Ö. 509) Hintlilere kadar iletildi.

M.Ö. 729 yılında Babil’i ele geçiren Sümerler, önce takımyıldızlarının sayısını 18 olarak hesapladılar, fakat M.Ö. 600 yıllarında Zodyak’taki takımyıldızlarının sayısının 12 olarak belirlemek için bunların bir kısmını birbirleri ile birleştirdiler. Asurlular gezegenlere tanrıların evi olarak bakıyor ve onları buna göre isimlendiriyorlardı. Diğer medeniyetler de Yunanlılar ve Romalılar, aynı Asurlular gibi gezegenlere tanrılarının isimlerini verdiler.

İlk doğum horoskop uygulaması ise; M.Ö. 409 yılında Babilli astrologlar tarafından Babil Kralı Shuma-Usur’un haritası yorumlanarak yapıldı. O zaman haritanın yükselen burca göre analiz edilmesi gerektiği daha keşfedilmemişti, bu temel bilgi daha sonraki dönemlerde kullanılmaya başlandı.

İlk yıldız kataloğu ise; M.Ö. 190 yılında Hiparkus tarafından oluşturularak “Ekinoksların Kayması” açıklandı.

Mısırlılar ve Firavun’lar astronomi ile büyük ölçüde ilgileniyorlardı. Piramitleri, tapınakları vb. sabit yıldızlar doğrultusunda inşa ettiler. Persler’in Mısır’ı fethetmesi ve sonrasında Büyük İskender’in ele geçirmesi astroloji ile ilgili belgelerin Mısır’da yayılmasını sağladı. Böylece Mısırlılar astroloji ile alakalı bilgilerini daha da arttırdılar ve geliştirdiler. Ünlü Yunanlı Astrolog Vettius Valens eserlerinde Mısırlıların astroloji bilgilerinden faydalandı.

Romalılar ve Yunanlılar da antik dönemde evreni gözlemleyerek doğadaki uyum ve düzeni incelemeye ve bunlardan sonuçlar çıkarmaya yöneldiler. Gözlemle edinilen bilgiler neticesinde horoskop astrolojisinin gelişmesinin kapılarını açtılar. M.Ö 460-377 yıllarında Hipokrates evrendeki 4 elementi ve bunlara karşılık gelen karakterleri açıkladı.

M.Ö. 250 yılları civarında Kildanili astrologlar ve Babil’li rahip bilgin Berossus Yunanistan’nın Kos adasında ilk astroloji okulunu kurdular. M.Ö. 200 yıllarında Rahip Petosiris ve Firavun Nechepso astrolojik elyazmalarını derlediler. O dönemdeki Horoskop zamanımızdan çok farklıydı. Değişik kültürlerden günümüze kadar gelerek bugünkü halini aldı.

Mitoloji ile astrolojinin birlikteliği M.Ö. 5 ve 4. Yüzyıllarda başlamış, hem Yunan hem Roma Mitolojisi’nde gezegenler ve tanrıların özellikleri bir tutulmuştu. Yunan filozof ve bilim adamları bugünün astrolojisine ışık tutacak birçok çalışmalar yaptılar. Bilinen en önemli Yunan filozofları Eudoxus, Anaximender, Thales, Pisagor, Heraclitus, Empedocles, Hipokrates’tir. Babil’liler Dünya ve gezegenler arasında sayısal ilişkilere, onların olumlu olumsuz yapılarına göre değerlendirme yaparken, Yunanlılar daha çok göksel cisimler arasındaki geometrik hesaplamalara ve hareketlere önem verdiler. Ayrıca Yunanlılar gezegenleri Dünya’dan uzaklıklarına göre sıraladılar.

OLYMPOS’TA YAŞAYAN DİĞER TANRILAR

EROS

Latince adı Cupidoi olan Eros, Mitolojide en önemli aşk Tanrılarındandır. Homeros bu Tanrının adını hiç geçirmezken, Heseidos Eros’u ölümsüz Tanrıların en güzeli olarak nitelendirmiştir. Peki neydi Eros’u Yunanlılar için bu kadar önemli kılan?

Eros Aşk Tanrısı olarak erkeklerin kalplerinde kendisine yuva kuran bir Tanrıydı. Erkeklerin aşık olabilmesi onun elindeydi. Fakat Eros bazı erkeklerin kalbinde oturmayı asla kabul etmezdi. Bu kalpler ruhları kaskatı olan erkeklerin kalpleriydi. Eros bu erkekleri eler, asla yanılmaz, adeta aşık olmaya layık olanları seçerdi. Erkekler onun boyunduruğu altındaydılar, üstelik isteyerek. Yeryüzünde aşktan daha önemli bir duygu var mı? Allah aşkı, sevgili aşkı, çocuğa duyulan aşk gibi. Aşk olmazsa hiçbir şey tam değildi. Aşk adeta karanlığı aydınlatan bir ışıktı.  Ancak ilginçtir ki  karanlık gözlere ışık olan Eros’un kendi gözleri kördü. Eros’u kör olarak betimlemekte elbette Yunanlılar’ın bildiği ve günümüze kadar gelen çok önemli bir gerçek var; “Aşkın gözü kördür.” Yani dikkat edin aşık olursanız önünüze çıkan hiçbir çukuru görmez, hiçbir tehlikeyi sezmez, önlem almaya yanaşmaz, hatta tüm çevrenizden gelen uyarılara kulaklarınızı kapatırsınız. Ve en sonunda gider o kör, dipsiz kuyunun içine düşersiniz. Ta ki aşkın büyüsü bir süre sonra bozulur, etraf aydınlanır, siz olayların gerçek yüzünü görmeye başlarsınız, o zaman o kuyudan da çıkış yolu bulursunuz. Güzeller güzeli Eros kimilerine göre güzellik Tanrıçası Aphrodite’nin oğlu, kimilerine göre de arkadaşıydı. Aşk Tanrısı Eros görevini yaptığı sırada ona yardım eden Tanrılar vardı, bunlar Anteros, Hımeros, Hymenaios’du.

ANTEROS

 Anteros’un görevi insanların hor gördüğü, bir değeri olmadığına inandıkları aşkların öçlerini almaktı. Bazen kendisi dahi aşka karşı koyan bir tutum sergilerdi.

 HIMEROS

Eros’a yardım eden diğer Tanrı Himeros’dur. Himeros Özlem Tanrısı olarak anılır. Belli ki Yunan Mitolojisinde aşıklar arasında birbirine özlem duymanın önemi büyüktü. Tarih boyunca yazılan destanlarda okuduğumuz hikâyeler, hep büyük aşkların büyük özlemler nedeniyle devam ettiğini yazmaz mı? Ferhat ile Şirin birbirinden ayrılmasaydı, hep bir arada olsalardı, önlerinde aşklarını yaşayacakları hiçbir engel olmasaydı, o zaman böyle büyük bir aşk yaşanır mıydı, yıllar yılı kuşaklar boyu anlatılır mıydı?

HYMENAIOS

Eros’un diğer bir yardımcısı da Tanrı Hymenaios’dur.  Bu Tanrı Düğün Şöleni Tanrısıdır. Çok eski dönemlerde bir çok Tanrıya inanılan Yunan Mitolojisinde Düğün Şöleninin önemi büyüktü ki, böyle bir Tanrının var olduğuna inanılmış. Hala hayatımızın en önemli olaylarından biri Düğün Törenimiz değil mi? Neden Düğün Töreninin mükemmel olması için bu kadar gayret veriyor, onlarca parayı bu uğurda harcamaktan çekinmiyoruz? Hala geçmişte yaşayan insanların inanışlarının bir kısmını kendi hücrelerimizde yaşatıyor olabilir miyiz?

HEBE

Hebe; Zeus ile karısı Hera’nın kızı ve Tanrı Heraklies’in karısı olduğuna inanılan Tanrıdır. Bu Tanrı Gençlik Tanrısıdır. Çağlar boyunca insanlığın, özellikle kadınların en çok önem verdiği konulardan biri genç kalabilmek, güzel görünebilmektir. O halde bu Tanrının Yunan Mitolojisindeki yerini anlamak da oldukça kolaydır diyebiliriz. Ayrıca Hebe’nin önemli bir görevi vardı; Tanrılara içki sunmak. Her şeyin ve herkesin üstünde olan Tanrılara zevk alacakları meyi sunma görevi Yunanlılara göre belki de büyük bir onurdu? Kim bilir…

IRIS

Yunan Mitolojisinde kendisine çok önem verilen Tanrılardan biri İris’dir, çünkü İris tüm Tanrılar arasında haberci görevi görmektedir. Aynı zamanda da Gökkuşağı Tanrıçasıdır. Günümüze ulaşan değerli destanlardan olan İliada ve Odyssesia’da, İris’in bu görevinden bahsedilir. İris İliada destanında tek haberci olarak tanımlanırken, Odyssesia’ya göre bu görevde tek başına değildi. Yardımcısı Hermes’de vardı.

 AGLAIA; EUPHROSYNE, THAILEIA

 Olympos’ta yaşayan üç kızkardeştir. Bu kızkardeşler Zeus’un kızları ve Titan Okeonos’un torunlarıydı.

MUSALAR

Mitoljide Zeus’un dokuz kızına verilen isimdir. Bu kızkardeşler birbirinden hiçbir zaman ayrılmazlar, her zaman aynı şeyleri düşünürler, şarkılar söylerlerdi. Mutsuz bir insan bu şarkıları duyunca rahatlardı.

KLEIO

Kleio veya Clio (Yunanca: Κλειώ). Yunan mitolojisindeki müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Tarihi olayları konu alan şiirlerin ilham perisidir. Fenike alfabesini Yunanistan’a getirdiğine inanılır. Makedonya kralı Pierus’dan, Hyacinth isminde bir oğlu olmuştur. Mitolojideki bazı kaynaklara göre Hymenaios’un da annesidir. Çoğunlukla bir parşömen tomarı veya tabletlerle resmedilmiştir.

URANIA

Urania (cennet gibi, cennetsel) Yunan mitolojisindeki müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Gökbilim ve astrolojinin ilham perisidir. Nadiren Apollon’dan Linus’un annesi olduğu iddia edilir.Çoğunlukla sol elinde bir yerküre figürü ile resmedilir. Ayrıca çoğunlukla gözleri göğe bakar ve giydiği pelerinin, elbisenin üstünde yıldız motifleri vardır.

MELPOMENE

Melpomene (şarkı söylemek), Yunan mitolojisinde müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Trajedinin ilham perisidir. Genelde trajik bir maske, nadiren bir bıçak tutarken resmedilir. Sık sık cothurnus (dönemin trajedi oyuncuları tarafından giyilen bir tür bot) giyerken resmedilir

THALEEIA

Thalia veya Thaleia, Yunan mitolojisindeki müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Pastoral şiir ve komedinin ilham perisidir. Genellikle elinde komik bir maske (gülen bir yüz ifadesi) ile resmedilmiştir.

TERPSIKHORE

Terpsikhore (dans etmenin zevki) veya Terpsichore, Yunan mitolojisindeki müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Dansın ilham perisidir. Daha sonraları müziğin ve lirik şiirin ilham perisi olarak da anıldığı olmuştur. Nehir-tanrısı Achelous’tan Sirenler’in annesi olduğuna dair iddialar vardır. Genellikle otururken, elinde bir lir ile resmedilir.

KALLIOPE

Kalliope (Yunanca: Καλλιόπη), Yunan mitolojisindeki müzlerden (ilham perileri) biri. Yunanca “Καλλιoπε” – “güzel sesli“den gelmektedir. Müzlerin en büyüğü ve en zekisidir. Tanrı Apollo’dan Orfe ve Linus adlarında iki oğlu olmuştur. Kalliope epik şiirin, destanların ilham perisidir. Bu yüzden, mitolojiye göre, şairlere epik şiirleri, destanları ilham eden, yazdıran odur.

ERATO

Erato (Yunanca: Ἐρατώ, anlamı: sevimli), Yunan mitolojisinde, 9 müzden (ilham perileri) birisidir. Lirik şiirin, aşk şiirlerinin ve korolu şiirlerin ilham perisidir. Arcas’dan Azan isminde bir oğlu olmuştur. Çoğunlukla bir lir ile resmedilmiştir.

EUTERPE

Euterpe (evterpe olarak okunur, ismi Yunanca eu yani iyi ve ismi τέρπ-εω yani hoşnut etmekten gelir), Yunan mitolojisindeki müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Eutere olarak da anılır. Müzik ve lirik şiirin ilham perisidir. Ayrıca eğlence, zevk ve flüt üflemenin ilham perisidir. Çoğunlukla flüt tutarken tasvir edilir. Mitolojideki bazı kaynaklara göre bir tür flüt olan aulosu o icat etmiştir. Yine de birçok mitografa göre aulos’u icat eden Masyas’dır. Homeros’un İlyada’sına göre Strymon nehri tarafından gebe bırakılmış, Rhesus isminde bir oğlu olmuştur. Periler (nemfler) tarafından büyütülen Rhesus, Troyada Diomedes tarafından öldürülmüştür.

THEMIS

Themis, Yunan mitolojisinde Uranüs ve Gaia’nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçasıdır. İlahi adaletin tecessümüdür. Zeus’un Metis’ten sonraki ikinci karısıdır. Babaları Zeus olan, Horae ve Moirae’nin annesidir. Kendisi öfkeli veya cezalandırıcı değildir. Ona yeteri kadar saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığında, o sessiz kalır ve onun yerine Nemesis gerekli karşılığı, cezayı verir. Themis, aynı zamanda kâhindir, kehânet gücü vardır, kehânet yeri olan Delphi tapınağını o inşa etmiştir. İlk dönemlerde tam zıddı olduğu Eris ile beraber ve benzer resmedilmiştir. Son dönemlerde ve daha sonraki çağlarda ise gözleri bağlı elinde bir terazi ile resmedilmiştir. Roma mitolojisindeki Iustitia (ilahi adaletin tecessümü) Themis’in roma mitolojisindeki karşılığıdır denilebilir. Themis, doğada, mevsimlerin, yılların ve sanatların düzenini sağlayan bir Tanrıça üçlüsüyle canlı varlıklar arasında yaşamla ölüm dengesini kuran bir Tanrıça, bir Tanrısal varlıktır. Themis, yasadır, kuraldır. Ama gelip geçici bir yasa değil, Tanrılar dünyasında da insanlar dünyasında da değişmez evrensel ve ölümsüz doğa yasasıdır. Tanrısal yasadır, onun karşıtı insansal yasa ise Nomos Nemesis’dir. Themis, Olympos’ta yaşar, Tanrıların toplantılarına başkanlık eder, Olympos’taki düzeni o korur, Homeros’u da tanır, bilir onu, Hera ile Zeus’la konuştuğunu gösterir İlyada’da, ama çok söz edilmez Themis ten, efsanesi, öyküsü yoktur, Her yerde her zaman vardır. Ürettiği, tanrısal varlıklarla sürdürür etkisini, bu varlıklarlarda Tanrılardan daha güçlü oldukları için ehramın tepesinde oturur gibidir Themis. Adı da koymak, yerleştirmek, oturtmak anlamına gelen bir kökten türemiştir. “Kılıç” adaletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü, “Terazi” adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını simgeler. “Kadın” ve “Bakire” olması bağımsızlığı ifade eder. Ayrıca kadının gözü bağlıdır. Bu da tarafsızlığını simgeler. Hukukun evrensel ilkelerini simgesel olarak taşıdığı için Themis heykeli adaleti ifade etmektedir.

DIKE

Dike, Themis’le Zeus’un kızı ve Eunomia ve Eirene’yle birlikte Hora’ların biridir. Adı Yunan dilinde birçok anlamlara gelir; simgelediği başlıca soyut kavram hak, doğruluk ve adalettir. Dike sözcüğü, adaletin uygulandığı mahkeme için de kullanılır, mahkemede verilen hüküm için de; “diken didonai” deyimiyse ceza görmek anlamına gelir.

NEMESIS

Antik Yunan inancında Nemesis (/ˈnɛməsɪs/; Greek: Νέμεσις), hubris (tanrıların huzurunda kibirlilik) durumunda olan kişilere karşı uygulanan ilahi cezanın ruhudur. Nemesis’in tapınağı Marathon’nun kuzeyinde bulunan Rhamnous şehrinde olduğu için Rhamnousia/Rhamnusia (“Rhamnous’un tanrıçası”) olarak da anılır. Bir diğer ismi “kaçınılmaz” anlamına gelen Adrasteia’dır.[

AIDOS

Aidos (Yunan: Αἰδώςtelaffuz edildi[ai̯dɔ̌ːs]) oldu Yunan tanrıça nın-nin utanç, alçakgönüllülük, saygı, ve tevazu. Aidos, bir nitelik olarak, erkekleri yanlış yapmaktan alıkoyan o saygı ya da utanç duygusuydu. Aynı zamanda, zengin bir kişinin yoksulların huzurunda hissedebileceği, ister şans ister liyakat meselesi olsun, servet eşitsizliğinin nihayetinde hak edilmemiş olduğu duygusunu da kapsıyordu. Eski ve Hristiyan alçakgönüllülüğü ortak temaları paylaşır: her ikisi de egoizmi, benmerkezciliği, kibir ve aşırı gururu reddeder; aynı zamanda insan sınırlarını da tanırlar. Aristoteles bunu gösteriş ve korkaklık arasında bir orta yol olarak tanımladı. “Bir şeyde daha başarılı hale geldikçe, ilerlememizden gurur duyma ve artan ustalığımızı, özellikle de başkalarının zevki veya onayıyla birlikte, daha fazla iyileştirme için bir teşvik olarak görme eğilimindeyiz. Bir piyanist, becerisini sergilemeyi sever. Bir Beethoven sonatı çalmak; bir çırak marangoz, ellerinin çalışmasında sessiz bir tatmin hisseder; bir dansçı, hareketlerinin diğerine getirdiği zevki bilmekten zevk alır.Ama tevazu, tanımı gereği, bizi bu tatminleri sistematik olarak reddeden bir erdemdir. Bu gurur ister tamamen kendimiz tarafından üretilsin ister başkalarının onayıyla beslensin, asla gurur duymamamız gereken bir erdem. Alçakgönüllülük sorunu, kazandığımız herhangi bir gelişme veya başarı için başkalarına da sağlamış olabileceğimiz herhangi bir gelişme veya başarı için kendimize kredi vermenin öz tatminidir, alçakgönüllülük erdeminin peşinde koşarken, gelişmeleri fark etmemiz muhtemeldir, bu da bunun sonucudur. daha mütevazı hale geliyor. Alçakgönüllülük kendini değerlendirmeye ve kendini takdir etmeye dirençlidir, her ikisine de girişmek tüm çabayı geri almak gibidir.

ASTROLOJİ VE ASTRONOMİ

EVREN

Evren;kavramı içerisinde Güneş ve Güneş Sistemi’ni, takım yıldızları, gezegenler, Samanyolu, gök  taşları, uzayı barındıran ve her yöne genişleyerek yayılan sonsuz bir yapıdır. Günümüzde hala geçerliliği kabul edilen Rus Kozmolog ve matematikçi Alexander Friedman tarafından öne sürülen Büyük Patlama (Big Bang) teorisi; evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce son derece yoğun ve sıcak bir noktadan patlaması ve bu başlangıçla giderek yayılmaya devam etmesidir.

EPLİKTİK

Dünya Güneş’in çevresinde kendi yörüngesinde döner. Ekliptik Dünya’nın Güneş etrafında saatin tersi yönünde dönerken elips şeklinde geçtiği kabul edilen düzlemdir. Güneş kendi yörüngesinde ilerlerken yıl içerisinde dört kez önemli geçişleri başlatır. Bunlar mevsimlerin oluşması anlamına gelmektedir.

MEVSİMLERİN OLUŞUMU VE EKİNOKS NOKTALARI

Evrende mevsimsel geçişler, aylar ve yıllar net ve açık olarak matematiksel hesaplamalarla burçlar kuşağında tespit edilmektedir. Dünyamızın iki türlü dönüş hareketi vardır.

1- Dünya kendi ekseni etrafında ‘’Ekvator’’ çemberi denilen sanal yörüngede 24 saatlik dönüşünü yaparak gece ve gündüz oluşumunu sağlar. Dünyayı iki eşit parçaya ayırdığı kabul edilen yatay çizgiye “Ekvator” denir. Dünya’nın Ekvator çemberinin gökyüzüne projekte edilmiş hali ‘’Gökyüzü  Ekvatoru’ dur.  Yıldızlar Doğu’dan Batı’ya doğru hareket ederler. Bu durum Dünya’nın kendi etrafında dönmesi ile alakalıdır. Dünya kendi etrafında hızı artan ve azalan şekilde hareket etmektedir.

2-Dünya Güneşin etrafında “Ekliptik” denilen sanal yörüngede, 365 gün 6 saatlik dönüşünü yaparak bir yıllık döngüyü sağlar. Güneş sabit yıldızlara göre her gün Dünya’nın tam tersi yönünde Batı’dan Doğu’ya doğru 1º  ilerler. Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı sabit değildir. Bazen yaklaşırken, bazen uzaklaşır. Dünya’nın yörüngesi elips şeklinde olduğu için Güneş’e olan uzaklığı değişmektedir. En yakın olduğu tarih olan 3 Ocak Perihel (Günberi), en uzak olduğu 4 Temmuz Afel (Günöte)’dir.

Dünyanın iki temel hareketi ve bu sebepten dolayı kesişen iki ayrı büyük sanal daire astrolojinin temelini oluşturur. Bir sene içinde ekliptik ile ekvatorun kesiştiği noktalar “Ekinoks noktaları“dır. Senede iki kere gerçekleşen bu zamanlarda bütün dünyada gece ve gündüz süreleri eşit olur. Bu eğimden ötürü Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı yıl boyunca  farklılıklar gösterir, her zaman ekvatora dik gelmez. Güneş’in ekliptik üzerinde göksel ekvatordan maksimum uzaklığa eriştiği noktalara da Soltist (Gündönümü) noktaları denir. Bu tarihlerde gündüz süreleri uzamaya ya da kısalmaya başlar. Mevsimlerin oluşumu Güneş’in burç değiştirmesi ile alakalıdır. Güneş’in bu dört kardinal noktaya gelmesi ile birlikte mevsimlerin başlangıçları oluşur.

Eğer bu iki eksen birbirlerinin üzerine denk gelseydi güneş ışınları sadece ekvatora denk düşerdi ve mevsim değişiklikleri olmazdı. Gece ve gündüz sürelerinin eşit olacağı ve sürekli ekinoks durumu yaşanacağını için, içinde yaşayacağımız bir evrenin var olması mümkün olamazdı.

Dünya’nın kendi etrafında izlemiş olduğu elips şeklindeki ‘’Ekvator düzlem’’ ile Güneşin çevresinde izlemiş olduğu ‘’Ekliptik düzlemi’’ birbirleriyle örtüşmez, aralarında 23° 27’̍lik bir eğim bulunmaktadır. Bu sebeple mevsim döngülerini oluşturan dört önemli gün ortaya çıkar. Bu günlere gündönümü adı da verilir. 21 Mart ve 23 Eylül ekinoks tarihleri, 21 Aralık ve 21 Haziran ise Soltist tarihleridir.

Her sene İlkbahar mevsimi Güneş’in 21 Mart’ta Koç burcuna ışıklarını dik olarak yollamasıyla başlar. Astrolojik olarak Güneş’in 0° Koç burcuna gelmesiyle birlikte  ‘’İlkbahar Ekinoksu’’ ile doğa tekrar uyanışına geçer. Bu dönemde kışın geçen uzun, soğuk, karlı ve rüzgârlı havalar yavaş yavaş dinmeye, günler uzamaya, en önemlisi Güneş ışınlarını tekrar yeryüzünü göstermeye başlar. Bugün gündüz ile gece uzunluğu birbirine tam eşittir.  21 Mart Ekinoksu Kuzey Yarımküre’de İlkbahar, Güney Yarımküre’de Sonbahar’ın başlangıcıdır.

Bu ekinoks noktasından sonra 21  Haziran’da Güneş Yengeç Dönencesi’ne ulaşabileceği en yüksek noktaya kadar ilerler, gücünü zirveye taşır ve yaz mevsimini başlatır. Tam bu an; “Kuzey Ekinoksu“nun (Yaz Ekinoksu, Yaz Gündönümü) gerçekleştiği andır. Yengeç burcu 0° iken, yeryüzünde yılın en uzun gündüzü, en kısa gecesi yaşanır. Türkiye Kuzey Yarımküre’de olduğu için en uzun gündüzü yaşamakta ve bu tarihten sonra geceler uzamaktadır.

Zamanın akışı ile birlikte geceler de yavaş yavaş uzamaya başlar. Yaz mevsimi bitmeye başladığında, güneş ışınları gökyüzünden ağır ağır çekilmeye ve ara sıra gizli gizli kendini göstermeye başlar. 23 Eylül’de Terazi burcu 0° olduğu zaman yine yeni bir mevsimsel döngü başlar ki; bu sonbaharın gelmesi anlamına gelir. Artık “Sonbahar Ekinoksu” başlamıştır. Bugün gündüz ile gece uzunluğu birbirine tam eşittir. 23 Eylül Kuzey Yarımküre’de Sonbahar, Güneş Yarımküre’de ise İlkbahar’ın başlangıcıdır.

Zamanın akışı ile birlikte mevsimsel döngü de değişmeye başlar ve artık Güneş günden güne alçalmaya başlamıştır,  Ekvator’un güney kutbuna olan açısı üzerinde ilerler ve 21 Aralık’ta en zirveye ulaştığında da “Güney Ekinoksu” (Kış Ekinoksu, Kış Gündönümü) meydana gelmiş olur. İşte tam bu anda Oğlak burcu 0°’dir. Güneş ışınlarının Dünya üzerindeki etkisi iyice zayıflamıştır, adeta dünya Güneş ışınlarından yeterince faydalanamaz  ve yılın en uzun gecesi ve en kısa gündüzü yaşanır. Türkiye Kuzey Yarımküre’de en uzun geceyi yaşar.

DÜNYA’NIN PRESESYONU (DEVİNME)

Dünya kendi ekseni etrafında eksantrik bir şekilde döner. Düzgün bir geometriye sahip olmayıp, Geoibs biçimde, kutuplarda daha basık, ekvatoru daha şişkin, özel küresel bir şekle sahiptir. Ekvatordaki yarıçapı kutuplardakinden daha fazladır.

Dünya kendi dönüşünü yaparken Güneş, Ay ve gezegenlerin, kendisine yakınlık, uzaklıklarına  göre çekim etkisi altında kalır ve dönüş ekseni hafif de olsa yalpalanır. Dünya batıdan doğuya doğru, kendi yörüngesinde, başladığı yerden aynı noktaya 360°’lik dönüşünü 27.000 senede bir gerçekleştirir.

EKİNOKS KAYMASI

Dünya’nın yalpalama hareketi sebebiyle Burçlar Kuşağı (Zodyak) yeryüzünden bakılınca kayıyormuş gibi gözükür. Bu durum “Ekinoks Kayması” olarak  adlandırılır. Dünya, kendi ekseni etrafında yalpalaması nedeniyle 72 yılda 1° geri kayar. Ekinoks Kaymasının tam 27.000 senede bir tam dönüşe isabet ettiği, aynı zamanda Ekinoks Kaymasının yıllık ekliptik üzerindeki etkisinin 52 saniyelik bir oynamaya denk geldiği kaydedilmiştir. Bu noktanın Koç takımyıldızının başlangıcı ile karıştırılmaması gerekmektedir. Bu durum belirli döngülerle dünya ekseninin yön değiştirmesine de sebep olmaktadır.

ZODYAK VE BURÇLAR

Zodyak Yunancadan dilimize girmiş olup yaşam çemberi anlamına gelmektedir. Ekliptiği aşağı yukarı 10°’lik bir genişlikle saran, Güneş ve gezegenlerin izlediği varsayılan bu izafi çember 360°’dir.  Bu sanal daireye Astrolojide Burçlar kuşağı (Ekiptik) denilmektedir. Zodyak’ta bulunan 12 evin her birinin ayrı bir teması bulunmaktadır. 30°’lik kadranlar ile 12 eşit parçaya (ev) bölünerek başlangıç noktası 0 derece Koç burcu referans olarak alınarak, Balık burcu ile tamamlanmaktadır.

BATI ASTROLOJİ’SİNDE KULLANILAN ZODYAK

Gökkürenin (kuzey ve güney yarı kürelerinde) bölündüğü seksensekiz alandan her birine verilen isim takımyıldızlarıdır. Bunların bir bölümü Güneş’in bir yıl boyunca (Güneş her gün 1° ilerler ve 360 gün sonra ise 1 sene tamamlanır) hareket ettiği yol boyunca dizilmiştir ve “Burçlar Kuşağı” olarak isimlendirilir. Aynı zamanda Zodyak takımyıldızları olarak da bilinir.

Gök cisimlerinin yerlerini hesaplamak için tasvir edilen 360°’lik çember Burçlar Kuşağı (Ekiptik) adı verilen sanal dairedir. Bu daire 30°’lik kadranlar ile 12 eşit parçaya (ev) bölünerek, başlangıç noktası 0 derece Koç Burcu referans alınarak, Balık burcu ile tamamlanmıştır.

Gezegenlerin izlemiş oldukları ‘’Ekliptik’’ üzerinde yer alan takımyıldızları ile burçlar kuşağının karıştırılmaması  gerekmektedir. Burç ve takımyıldızları aynı kavramlar değildir. Güneş her bir takım yıldızından geçtiğinde mevsimlerin oluşumuna neden olur. Bir sene içinde ekliptik ile ekvatorun kesiştiği noktalar “Ekinoks noktaları“dır. Bu noktalar dört mevsime giriş tarihleridir. Güneş 21 Mart’ta 0° Koç burcuna geçer ve ilkbaharı, 21 Haziran’da 0° Yengeç burcuna geçer ve yazı başlatır. Güneş 21 Eylül’de 0° Terazi burcuna geçerek sonbaharı, 21 Aralık’ta ise 0° Oğlak burcuna girerek kışı başlatır. Astroloji bu temel prensip üzerine hareket eder.

“Mevsimsel Zodyak” (Tropikal)  temeline dayanan Batı Astrolojisi; kadersel olayları tahmin etmekten ziyade bireyin psikolojisiyle alakalı yorumlar yapar. Hesaplama yapmak için çıkış noktası dört mevsim ile ilişkili olan ekinokslara bağlıdır.

Mevsimsel Zodyak dünyanın kendi ekseni etrafında yalpalaması nedeniyle 72 yılda 1°’lik kaymasını göz önüne almaz. Astrologlar yıllarca yapmış olduğu incelemeler sonucunda Mevsimsel Zodyak’ın verilerinin gerçekçi olduğuna kanaat getirmişlerdir. Ekvatoral veya Ekliptik sisteminin temel alınması Batı Astrolojinin yanlış sistemde işlediğini göstermez.

’Sideral Zodyak’’ Hintli Astrologlar tarafından Vedik Astroloji’sinde kullanılır. Hint astrolojisi daha çok kadersel temaları, ruhun yolculuğunu, karmayı  ortaya çıkartmaktadır. Gezegenlerin, Güneş’in ve Ay’ın pozisyonlarını ve sabit yıldızları referans alarak inceleme yapılır. İki Zodyak arasındaki fark budur. Eskiden Mevsimsel ve Sideral Zodyak’ın başlangıç noktaları aynı kabul ediliyordu. (İ.S. 221’de presesyon 0 derece Koç’a geldiğinde başlangıç noktaları aynıydı) Ancak Dünya’nın yalpalaması nedeniyle artık farklı kabul edilmektedir. Ekinoksların kayması sebebiyle iki Zodyak arasında 26°’lik bir fark meydana gelmekte, buna da “ayanamsa” denilmektedir. Bu şu anlama gelmektedir ki; iki zodyakın başlangıç noktaları birbirinden her zaman matematiksel olarak belli bir aralıkta değişiklik göstermektedir.

Her iki sisteminden elde edilen verilerin doğru olduğu bilinmektedir. Bu gerçeği kabul etmek ve ikisi arasında bir çatışma olduğunu varsaymak yersizdir.

Burç Tabloları

Astrolojide burçlarla ilgili bilgileri özet olarak tablolarda gösterebiliriz. Bunun için Burç Grupları Tablosu, Burçlar ve Karakter Özellikleri Tablosu, Burçlar Kuşağına göre Organlarımız Tablosu, Burçların Element ve Nitelikleri Tablolarını inceleyebilirsiniz.

Mitolojinin Tarihçesi

Kimimize göre çağlar boyu geçmişten günümüze aktarılan hikâyeler, kimimize göre bizden önceki kavimlerin toplumsal inanışlarını yansıtan belgeler, kimimize göre ise felsefenin yapı taşlarından biridir MİTOLOJİ…

Mitolojiyi öğrenmek istiyorsak elbette geçmiş kaynakların en önemli olanlarını incelemek gerekir. Bu kaynakların çoğu Agustus zamanında yaşamış olan Latin şair Ovidius’tan esinlenir. Lakin Ovidius diğer mitoloji yazarlarının kabul ettiği öyküleri bir yalan, safsata olarak değerlendirir ve yazılarının duygu yüklü olması ile diğer yazarlardan ayrılır.

Mitoloji ile ilgilenen yazarların başında ilk akla gelen hepimizin bildiği ünlü filazof ve tarihçi Homeros ve değerli eserleri İliada ve Odeysseia‘dır. Ondan sonraki mitoloji kaynağımız ise; tarih sahnesine İ.Ö. 8. ya da 9. yüzyılda çıkan fakir çiftçi Heseoidos’un eserleridir ki; tüm Evren ve Tanrılar hakkındaki görüşlerini Thegonia adlı şiiri ile bizlere ulaşmıştır.

Heseoidos’tan sonra tarih kitabının yapraklarını çevirdiğimizde karşımıza 4. ve 8. yüzyıl arasında yaşamış olan mitoloji yazarlarının eserleri çıkar ki; bunlar mitoloji hakkındaki düşüncelerini Hymnos şiirleri ile geleceğe aktarmışlardır.

Mitoloji kültürünün zengin olduğu bir toplum olan Yunanlılar’ın en büyük şairlerinden biri olan Pindaros; 6. yüzyılın sonlarında yazdığı şiirlerinde mitolojik öğeleri sık sık kullanarak bu kültürü yansıtmıştır.

Pindaros ile aynı dönemde yaşayan Aiskhlos (Üç Tragedya yazarının en yaşlısı) daha sonraki dönemlerde var olan Sophokles veEuripides’in neredeyse bütün eserleri mitoloji üzerinedir.

4. yüzyılın başları ile 5. yüzyılın sonları arasında ise; tarih kitabının sayfalarında üç büyük isim daha öne çıkar. Euripides ile aynı yüzyılda yaşayan Aristophanes, ilk Avrupa Tarihçisi ünvanı ile Herodotos ve büyük İslam filazofu Eflatun

3. yüzyıla girildiğinde mitolojinin ana vatanı İskenderiye’ydi ve burada ünlü birçok şair yaşamakta ve eserlerini insanlara iletmekteydi. Theokritos, Bion, Moskhos, Apollonios dönemi…

2.yüzyılda  ise; iki büyük düşünür olan Latin yazar Apuleius ve Yunanlı Lukianos mitolojiyi anlatan büyük eserlerini tarihe hediye etmişlerdir. Yunanlı Pausanias seyahatleri ile ilgili mitolojik çok önemli kaynakları bize bırakmıştır.

Roma Mitolojisini anlatan kaynakları incelediğimizde ise; ünlü yazar Vergilius‘la karşılaşırız. Kendi döneminde yaşayan ünlü Ovidius kadar mitolojiyi önemsemese de eserlerinde mitolojik kahramanlara yer vermekten kendini alamazdı. Onun döneminde Romalı diğer şairler ise Mitoloji’yle ilgilenmediler bile…

Oysa mitolojiye kalben inanan, yarattıkları tanrılara derin anlamlar yükleyen Yunan Mitoloji’si; günümüze aktardığı birçok bilgi ile bize geçmiş kuşakların kapılarını aralar ve anlattıkları öykülerin etkisi ile başka başka dünyalara göç ederiz…

ELEMENTLER VE NİTELİKLER

Yunanlılar maddenin temelinde bulunan bazı özellikleri keşfettiler.

Yıllar içerisinde bunların ortak bir noktada toplanarak elementleri oluşturdukları kabul edildi.

Astrolojinin yapı taşlarından biri olan elementler dört tanedir. Evrende var olan her şey bu dört elementten (ateş, hava, toprak, su) meydana gelmiştir. İnsanlar ve tüm canlılar elementlerin karışımlarından oluşmuşlardır. Elementler sırası ile birbirine dönüşürler. Ateş elementinden sonra toprak, topraktan sonra hava, havadan sonra su gelir. Ptolemy ünlü eseri Tetrabiblos’ta bahsettiği gibi bu yapı taşları kişinin karakteri, hayata bakışı, sağlığı vb. üzerinde etkilidir.

Ateş Elementi: Sıcak ve kuru. Tabiatı gereği sıcak ve aktiftir. Ateş çok sıcak olduğunda yakar ve yayılır. Kişide özgüven ve cesarete sebep olurken, kuru olması benmerkezci bir tutum sergiletir.

Hava Elementi: Sıcak ve nemli. Tabiatı gereği çok hafiftir, elle tutulamaz. Sıcak olması sürekli aktif olması ile alakalıdır. Nemli olması zihinsel olarak bağlantıyı kuvvetlendirirken, kolay iletişim verir.

Su Elementi: Soğuk ve nemli. Tabiatı gereği soğuktur ve nemli karakterlidir. Toprağı yumuşatır, koyduğunuz kabın şeklini alır. Nemli olması duygusallık verir.

Toprak Elementi: Soğuk ve kuru. Tabiatı gereği ağır ve sabittir. Soğuk olması sabit olmasına da işaret eder. Sağduyu ve sağlam karakter verir.

ELEMENTLERİNE GÖRE BURÇLAR

Doğada bulunan dört element, astrolojide temel alt yapıyı oluşturur. Farklı element gruplarında doğan kişilerin hayata bakış açısı da değişik olacaktır.

ATEŞ BURÇLARI: Koç, Aslan, Yay

ates

Pozitif Yönleri: Dışa dönük, yönetici, aktif, canlı, yaratıcı, içten, samimi, öncü, hevesli, hareketli, enerjik, girişimci, çok yönlü, becerikli, cesur, korkusuz, aklına koyduğunu yapan, özgürlüğüne düşkün.

Negatif Yönleri: Kibir, küstahlık, provakatörlük, egosantriklik, dominant

___

TOPRAK BURÇLARI  Boğa, Başak, Oğlak

toprak

Pozitif Yönleri: Sabırlı, sabit, kontrollü, güvenilir, sağlam, karakterli, üretken, sağduyulu, tutumlu, sorumluluk sahibi, detaycı, titiz, pratik zeki, bakımlı, temiz, sağlığına düşkün

Negatif Yönleri: Kırılgan, aşırı sabit, detaycı, inatçı, maddiyata düşkün, eyleme geçmekte zorlanan

___

HAVA BURÇLARI: İkizler, Terazi, Kova

hava

Pozitif Yönleri: Entelektüel, sosyal, dengeli, adil, orjinal fikirler üretebilen, objektif, çok yönlü, hareketli, meraklı, dürüst, realist, mantıklı, hümanist

Negatif Yönleri: Pratik olamamak, kararsızlık, hesapçılık, ukalalık, tuhaflık, istikrarsızlık

___

SU BURÇLARI: Yengeç, Akrep, Balık

su

Pozitif Yönleri: Sezgisel, hayal gücü kuvvetli, yaratıcı, empatik, anlayışlı, duygusal, hassas, hisli olma, romantik, vicdanlı, merhametli

Negatif Yönleri: Hayalperest, pasif, kurban durumuna düşen, depresyona eğilim, net olamama, duygusal şantaj yapan

___

ELEMENT VE NİTELİKLERİNE GÖRE BURÇLAR

Nitelikler ve elementler bir arada olduğunda burçları meydana getirirler. Zodyak kuşağında 12 burç doğaları ve özelliklerine  göre öncü, sabit ve değişken olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Örneğin; ateş elementi ve sabit nitelik bir araya geldiğinde Aslan burcunu oluşturur.

BURÇ ELEMENT NİTELİK
KOÇ ATEŞ ÖNCÜ
BOĞA TOPRAK SABİT
İKİZLER HAVA DEĞİŞKEN
YENGEÇ SU ÖNCÜ
ASLAN ATEŞ SABİT
BAŞAK TOPRAK DEĞİŞKEN
TERAZİ HAVA ÖNCÜ
AKREP SU SABİT
YAY ATEŞ DEĞİŞKEN
OĞLAK TOPRAK ÖNCÜ
KOVA HAVA SABİT
BALIK SU DEĞİŞKEN

NİTELİKLERİNE GÖRE BURÇLAR

ÖNCÜ BURÇLAR: Koç, Yengeç, Terazi, Oğlak            

 oncuburclarÖncü burçlar mevsim başlangıçlarını temsil eder. Koç burcu horoskopun 1. evinde yer alıp ilkbaharı başlatırken, Yengeç 4. evde yazı, Terazi 7. evde sonbaharı, Oğlak ise 10. evde kışı başlatır. Öncü burçlarda doğanlar daha aktif, hevesli, girişken, kararlı ve cesurdur. Harekete geçme kabiliyetleri yüksek ve inisiyatif sahibi kişilerdir. Koç ve Terazi’ler ileriyi görüp tedbir almaya çalışan yapıdadır. Yengeç ve Oğlak’lar geçmişte yaşayan, geleneklerine bağlı, anılardan kopamayan bir karakter sergilerler. Haritada Öncü Burçlarda gezegeni fazla olan bireyler hayata karşı dirençli olurken, sorumluluklarının bilincinde davranır, zorluklar karşısında geri adım atmazlar.

SABİT BURÇLAR: Boğa, Aslan, Akrep, Kova

sabitSabit burçlar mevsimin ortalarına denk gelir. Boğa ilkbaharı, Aslan yazı, Akrep sonbaharı, Kova ise kışı sabitler. Bu burçlarda doğanlar kendi ayakları üzerinde durabilen sağlam karakterli tiplerdir. Bir işe başlamakta zorlanan, durağan, inatları yüzünden fırsatları kaçıran, son derece kontrollü yapıdadırlar. Fikirlerini değiştirmek çok zordur. Haritada Sabit burçlarda gezegeni fazla olanlar arzuladıkları hedefe odaklanarak harekete geçerler ve asla sapma göstermezler. Onlara karşı yapılacak herhangi bir müdahale karşısında geri adım atmamaları ve esnek olamamaları en büyük handikaplarıdır.

DEĞİŞKEN BURÇLAR: İkizler, Başak, Yay, Balık

değiskenDeğişken burçlar üç aylık mevsim döngülerinin son evresini gösterir. Mevsimlerin değişim zamanlarına denk gelirken bitmekte olan mevsimi diğerine bağlarlar. Bu burçta doğanlar her ortama uyan, yaşamlarında meydana gelen değişiklere çabuk adapte olan, cana yakın, hemen bıkan, huzursuz, kararsız, kolay etkilenen tiplerdir. Balık ve Başak geçmişle, İkizler ve Yay gelecekle bağlantılıdır. Haritalarında Değişken burçlarda fazla gezegeni olanlar her ortama uyum sağlayabilen, rüzgarı karşısına değil de arkasına almayı tercih eden insanlardır. En büyük handikapları hedeflerine doğru giderken yan yollara sapmaları, istikrar gösterememeleridir.

NEGATİF, POZİTİF, ERİL VE DİŞİL BURÇLAR

Zodyak’ta bulunan oniki burçtan altı tanesi pozitif (eril), altı tanesi ise negatiftir(dişil). Eril Burçlar tek sayılarla dişil Burçlar çift sayılarla gösterilir. Eril Burçlar daha dışa dönük, dişil burçlar ise içe dönüktür. Tüm sıcak burçlar eril, tüm soğuk burçlar ise dişildir. Dişil burçlar (Boğa, Yengeç, Başak, Akrep, Oğlak, Balık) gece burçlarıdır ve Ay’ın etkisi altındadır. Eril Burçlar ise (Koç, İkizler, Aslan, Terazi, Yay, Kova) gündüz burçlarıdır ve Güneş’in etkisi altındadır.

Pozitif ve Negatif burçlar bireyin hayatındaki odak noktasının ne olduğunu gösterir.

BURÇLAR CİNSİYET KARAKTERİ DOĞASI GÜN IŞIĞI
KOÇ ERİL POZİTİF SICAK GÜNDÜZ GÜNEŞ
BOĞA DİŞİL NEGATİF SOĞUK GECE AY
İKİZLER ERİL POZİTİF SICAK GÜNDÜZ GÜNEŞ
YENGEÇ DİŞİL NEGATİF SOĞUK GECE AY
ASLAN ERİL POZİTİF SICAK GÜNDÜZ GÜNEŞ
BAŞAK DİŞİL NEGATİF SOĞUK GECE AY
TERAZİ ERİL POZİTİF SICAK GÜNDÜZ GÜNEŞ
AKREP DİŞİL NEGATİF SOĞUK GECE AY
YAY ERİL POZİTİF SICAK GÜNDÜZ GÜNEŞ
OĞLAK DİŞİL NEGATİF SOĞUK GECE AY
KOVA ERİL POZİTİF SICAK GÜNDÜZ GÜNEŞ
BALIK DİŞİL NEGATİF SOĞUK GECE AY

ASTROLOJİDE SEMBOLLER TABLOSU

Astroloji; evrende var olan gezegenlerin üzerimizdeki etkilerini şifreler, teknikler ve matematiksel formüllerle çözen simge dilidir. 

Astrolog ise; bu simgeleri yorumlayan kişidir. Her gezegenin ve burcun farklı sembolleri bulunmakta, harita yorumu sırasında bu sembollerin bulundukları eve, diğer sembollerle açılarına bakılarak analiz yapılmaktadır.

 

Astroloji Sözlüğü

Açılar:  Bir yıldız haritasının yorumlanmasında en önemli konulardandır. Güneş, Ay ve Gezegenler birbirleri ile açılar yaparlar ve bu açılar göz önüne alınarak haritanın yorumu yapılır. Kimi zaman açıların olumlu etkisi, kimi zamanda olumsuz etkisi söz konusudur.

Akrep: Zodyak’ın 8. Burcudur. Su grubundandır.

Alçalan Burç (Descendent): Kişinin doğum anında batı ufkunda kaybolmakta olan burçtur.

Altmış (Sekstil): Astrolojide birbiri ile altmış derece açı yapan gezegenler (sekstil açı) uyumlu gezegenler olarak ifade edilir.

Aslan: Zodyak’ın 5. Burcudur.  Ateş Grubundandır.

Ateş Burçları: Astrolojide 4 adet burç grubu vardır. Ateş grubu bunlardan biridir. Koç, Aslan ve Yay Ateş Grubunun burçlarıdır.

Ayakucu (IC- Nadir): Düşey doğrultunun gök kubbeyi deldiği noktalardan ufkun altında olana verilen isimdir.

Ayrılma: Kavuşum konumunda olan iki gezegenden birinin diğerinden hızlı hareket ederek diğerinden ayrılması durumudur.

Başak: Zodyak’ın 12. Burcudur.

Başucu (MC-Zenit): Kişinin doğum anında gökyüzünün tam baş üstündeki yere, haritanın en yüksek noktasına verilen isimdir.

Batı Evleri (Occidental): Evler arasında 4. Ev ile 10. Ev arasındaki evlere verilen isimdir.

Birleşme (Conjuction): Doğum haritasının analizinde en önem verilen konulardandır. İki gezegenin birbiri ile üst üste gelmesi, kavuşum yapması çok önemlidir. İki gezegenin etkileri, güçleri birleşir. Aralarında 8 derecelik açı olduğu kabul edilir.

Boğa: Zodyak’ın 8. Burcudur. Toprak Grubundandır.

Castor ve Pollux: İkizler Takımyıldızındaki iki, çok parlak yıldıza verilen isimlerdir.

Çift Bedenli Burçlar: Çift karakter özelliğine sahip yapılarından dolayı kararsızlıkları ile ünlü olan İkizler, Balık ve Yay Burç’larıdır. İkizler (çift insan resmiyle), Yay (at ve ok ile), Balık (iki ayrı yöne giden ve birbirlerine kuyruklarından gümüş sicimle bağlı olan) sembollerle resmedilir.

Çift Karakterli Burçlar:  Astrolojide Balık, İkizler ve Yay çift karakterli burçlar olarak anılırlar.

Değişir Grup: Zodyaktaki dört burç değişken karakter gösterirler. Bunlar İkizler, Yay, Başak ve Balık’tır.

Dişi ve Erkek Gezegenler: Astrolojide bazı gezegenler eril bazı gezegenler dişildir.  Eril gezegenler Mars, Merkür, Uranüs, Satürn, Neptün, Pluton, Jüpiter ve Güneş erildir, Ay ve Venüs dişi gezegenlerdir.

Doğu Evleri: 10. Ev ile 4. Ev arasındaki evlere verilen isimdir.

Doğum Haritası (Horoscope): Kişinin doğduğu saate ve yere göre, gökyüzünün o anki haritasının çıkarılmasıdır. Güneş, Ay ve Gezegenlerin konumuna göre o birey hakkında analizler bu harita ile yapılır.

Doğurgan Burçlar: Su burçları doğurgan burçlardır. (Yengeç, Akrep, Balık)

Doğurganlığı az olan Burçlar: Koç, Boğa, Terazi, Yay, Oğlak, Kova

Dörtlüler (Qualities): Zodyakta burçlar kendi özelliklerine göre gruplara ayrılmıştır. Bu gruplar üç tanedir ve her grupta 4 burç vardır. Öncü burçlar, Sabit Burçlar ve Değişken Burçlar dörtlülerin isimleridir.

Duran Yıldız (Fixed Star) : Yer değiştirmeyen sabit duran yıldıza verilen isim.

Düşüş (Fall): Her gezegen bir burcun yönetici gezegenidir. Yönetici olduğu burçta da kuvvetlidir. Fakat yönetici olduğu burcun karşıt burcunda, zayıf karakter gösterir. Haritada bu konumda olduğunda yani karşıt burçta yer aldığında düşüşte olduğu kabul edilir.

Ekinoks: Yıl içinde gündüz ve gecenin uzunluğu iki günde eşitlenir, bahar ve sonbaharda gerçekleşir.

Ekliptik: Güneş ve gezegenler bir yörüngede hareket ederler. Bu yörüngeye verilen isim ekliptiktir.

Enlem Tabloları: Gök haritası çıkarılırken evlere düşen gezegenler tablolar sayesinde hesaplanır. Bu tablolara enlem tabloları ismi verilir.

Ev Çizgileri: Doğum haritasında evlerin başlangıç noktasına verilen isimdir, başlangıç noktasında bir gezegen varsa o gezegenin evde etkisi büyüktür.

Evler: Astrolojide gökyüzünün 360 derecelik bir daire olduğu kabul edilir, bu daire 30 derecelik açılarla bölünür. Her bölümü ev adı verilir. 12 ev bulunmaktadır.

Fokalizör: Doğum haritasında güçlü ve stratejik konumda olan gezegendir.

Geometrik Şekiller: Haritada gezegenler birbirleri ile açılar yapmaktadırlar. Bazen üçgen, bazen kare açılar söz konusudur.

Geri Gitme (Retrograde): Dünyadan bakıldığında bazen gezegenler geri gidiyor gibi görünür. Aslında gezegenler de ekliptikte yollarına devam etmektedirler. Bu duruma Astrolojide gezegenlerin retro hareketi denilmektedir.

Gezegenler: Güneş, Mars, Merkür, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Ay, Venüs, Pluto, Ay, Dünya Güneş Sisteminin gezegenleridir. Astrolojik harita yorumunda her birinin çok fazla önemi bulunmaktadır.

Gök Ekseni: İki ucu sonsuza kadar uzandığı kabul edilen yer eksenine verilen isimdir.

Gökgünlüğü (Ephemeris): Yıllar itibariyle gökyüzündeki Güneş, Ay ve Gezegenlerin konumlarının belirlendiği analizler topluluğudur.

Güçlü Gezegen: Bir gezegen kendi yöneticisi olduğu evde bulunuyorsa güçlü gezegen olarak isimlendirilmektedir.

Güçlü Konum (Exaltation): Haritada gezegenlerin güçlü oldukları konumda yer alması kişiye güç verecek anlamına gelmektedir.

Güçlülük: Bir gezegenin haritada konumu ve diğer astrolojik analizler ile kuvvetli olmasıdır.

Güçsüz Konum (Fall): Haritada bir gezegenin yönetici olduğu gezegenin karşı evinde bulunmasıdır, bu konumda gezegenin güçsüz olması söz konusudur.

Güçsüzlük: Bir gezegenin haritada konumu ve diğer astrolojik analizler ile kuvvetsiz olmasıdır.

Güneş Haritası (Solar Chart): Bir kişinin haritasının analizi yapılırken doğduğu saat çok önemlidir. Ancak doğum saati bilinmiyorsa o anda Güneş’in bulunduğu nokta yükselen burç olarak kabul edilir ve buna göre analiz yapılır. Bu haritaya Güneş Haritası ismi verilir.

Güney Ay Düğümü: Ay’ın Ekinoks’u güneyde kestiği nokta Güney Ay Düğümü olarak isimlendirilir.

Güney Burçları: 24 Eylül- 20 Mart arası Güneş Ekvator’un güneyine doğru ilerlerken Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova, Balık Burçları’ndan geçer.

Hastalık Noktası: Yükselen Burç, Mars ve Satürn’e göre hesaplanan noktadır.

Hava (Air):  Burçlar özelliklerine göre gruplara ayrılır. Ateş, Hava, Su, Toprak. Zodyakta Terazi, Kova ve İkizler Hava grubunun burçlarıdır.

Hayvan Burçları: Koç, Boğa, Aslan, Oğlak, Yay Burcu’nun alt kısmı (sembolünde alt bedeni hayvan olduğu için)

Helyosantrik: Modern Bilimde Güneş’in diğer gezegenlerin merkezinde yer almaktadır.  Bu görünüme verilen isim Helyosantrik’tir.

Imum Coeli (IC-Zenit): Kişinin doğum haritasında en yüksek kesitin karşısındaki noktaya verilen isimdir.

Işıklar: Harita analizinde kişinin Güneşi ve Ay’ına verilen isim ışıklardır. Bu iki gezegen hayati önem taşımakta, Güneş kişilik ve karakter analizini vermekte, Ay ise duygusal yaşamı tanımlamakta ve açıklamaktadır.

İkizler: Zodyak’ın 3. Burcudur. Hava Grubundandır.

İlerletme (Progressions): Kişinin doğum haritası zamana göre ilerletilerek gökyüzünün haritasının çıkarılması ve gelecek analizinin yapılmasına verilen isimdir.

İnsan Burçları: İkizler, Başak, Kova, Yay Burcu’nun üst kısmı (sembolünde üstte insan bedeni olduğu için)

Jeosantrik: Helyosantrik bakış açısının karşısında gelişen, Astrolojide çok yaygın kullanılan, kişiyi evrenin merkezi konumunda kabul eden yaklaşımdır.

Kare: Doğum haritasında gezegenlerin birbiri ile yaptıkları açı bazen kare açıdır. Bu çok önemli bir açıdır. Sert etkileri bulunmaktadır.

Karma: Astrolojide kabul edilen, kişinin geçmiş yaşamlarından bu zamana getirdiğini inanılan iyi ve kötü davranışların ifade edildiği tanımdır. Karma felsefesi Hindu kökenli bir inanıştır.

Karşılıklı Etki: Kişinin doğum haritasında iki gezegenin konumu ile ilgili bir tanımdır. Bu iki gezegen birbirlerinin burçlarında yer alıyorlarsa bu takdirde olumlu bir etkileşim meydana gelmektedir.

Kesit: Zodyak’ta burç ve evleri ayıran çizgilere verilen isimdir.

Kısa yükselimli burçlar: Oğlak’tan İkizler’in sonuna kadar olan ufuk çizgisi boyunca yükselmeleri iki saatten daha az olan burçlardır. (Kuzey Yarımküre için geçerlidir, Güney yarımkürede tam tersi geçerlidir.)

Kısır Burçlar: İkizler, Aslan, Başak

Koç: Zodyak’ın 1. Burcudur. Ateş grubundandır.

Kova: Zodyak’ın 11. Burcudur. Hava grubundandır.

Köşeler (Angles): Haritada köşede bulunan evler bunların içinde yer alan gezegenlerin önemi büyüktür. 1, 4, 7 ve 10. Evler köşe evlerdir.

Kuşak Etkisi: Bazı gezegenler bir burçta uzun yıllar kalırlar. Bu etki kişisel bazda olduğu gibi kuşak bazında da görülür. Bu nedenle kuşaklar arasında benzerlikler ve farklılıklar görülür.

Kuzey Ay Düğümü: Ay’ın Ekinoks’u kuzeyde kestiği nokta Kuzey Ay Düğümü olarak isimlendirilir.

Kuzey Burçları: 21 Mart- 23 Eylül arası Güneş Ekvator’un kuzeyinden güneyine ilerlerken Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak Burçları’ndan geçer.

Kümeleşme: Bir evde üç veya daha fazla gezegen bir arada ise buna kümeleşme ismi verilmektedir.

MC (Medium Coeli): Kişinin doğum saati ve yerinde gökyüzünün tam baş üstündeki yer,  haritanın en yüksek noktası MC olarak isimlendirilir.

Meridyen: Astrolojide Doğum Haritasının dikey eksenine verilen isimdir.

Negatif Burçlar: Toprak ve Su grubuna dahil olan burçlar negatif burçlar olarak isimlendirilir.

Oğlak: Zodyak’ın 10. Burcudur. Ateş Grubundandır.

Orb: Astrolojide bir açının etkili olma limitidir, açıların belirli oranlarda sapma yapacağı göz önüne alınır ve sapma toleransı 1 ile 10 derece arasında hesaplanır.

Öncü: Zodyak’taki burçlar grubundan biridir. Öncü burçlar Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak öncü burçlardır.

Pozitif Burçlar: Ateş ve Hava Grubu Burçları pozitif burçlar olarak tanımlanır.

Presesyon: Eksen kaymasına verilen isimdir. Gökyüzünde sabit yıldızlar her 72 yılda 1 derece ilerlerler. Buna bağlı olarak da gökyüzünü 2160 yılda bir 30 derecelik bir genişlikte ileri gitmiş olur. Bu yeni bir çağın başlaması anlamına gelmektedir.

Sabit: Burçların niteliklerini gösteren gruplamalarda Boğa, Aslan, Akrep, Kove sabit nitelikli burçlar olarak tanımlanır.

Semboller: Astrolojide gezegenler ve burçlar belirli şekillerle ifade edilir. Her bir gezegen ve burcun sembolü bulunmaktadır.

Sert Etkiler: Bir harita bir gezegen başka bir gezegenle kare açı yapıyorsa veya zararlı konumda bulunuyorsa sert etkiler getirmesi durumu söz konusudur.

Sesli Burçlar: İkizler, Başak, Terazi, Yay ve Kova

Sessiz Burçlar: Yengeç, Akrep, Balık (az konuşan burçlardır, sakin yapıdadırlar.)

Sinatri: Birden çok kişinin haritasının beraber analiz edilmesi yöntemidir. İlişki analizinde kullanılır.

Soltist: Bir yıl içerisinde en uzun gece ve en kısa geceye verilen isimdir.

Su: Burç Gruplarından birine verilen addır. Su grubu Yengeç, Akrep ve Balık Burcudur.

Takımyıldızlar: Gökyüzünde yıldızların kümeleşmesi durumuna verilen isimdir.

Terazi: Zodyak’ın 7. Burcudur. Hava grubundandır.

Toprak: Burçlar grubundan biridir. Başak, Oğlak, Boğa bu gruptandır.

Transit: Bir gezegenin konumuna göre haritaya yaptığı etki Transit olarak isimlendirilir.

Uzun Yükselimli Burçlar: Yengeç’ten Yay’a kadar olan burçların ufuk çizgisine yükselmeleri iki saatten fazla sürmektedir. (Kuzey Yarımküre için geçerlidir, Güney yarımkürede tam tersi geçerlidir.)

Üçgen: Doğum haritasında gezegenler arasında 120 derecelik açı üçgen açı olarak tanımlanır, çok güçlü etki yaratabilir.

Üçlüler (Elements): Burçlar elementlere göre üçerli gruplara ayrılır. Bu gruplar Ateş, Toprak, Hava ve Su grubudur.

Üçüncül Evler: Zihin temalarını ifade eden, 3, 6 ve 9. Evler üçüncül evler olarak tanımlanır.

Verimli Burçlar: Yengeç, Akrep, Balık

Verimli Olmayan Burçlar : Koç, İkizler, Aslan, Başak, Yay, Kova

Yaklaşma: Bir gezegenin derecesi ile diğer bir gezegenin derecesinin birbirine yaklaşması durumudur. Astrolojide Kavuşum olarak isimlendirilir.

Yararlı Gezegenler: Astrolojide Jüpiter ve Venüs yararlı gezegen olarak tanımlanır, Jüpiter bolluk ve bereket verirken, Venüs güzellik ve güzel huylar vermektedir.

Yarı Verimli Burçlar: Boğa, Terazi, Oğlak

Yarım Sesli Burçlar: Koç, Boğa, Aslan Oğlak (az konuşan, sessiz kişiler, Ay bu burçlardan birinde ise etki aynıdır.

Yarımküre: Bir kişinin doğum haritasının dörde bölünerek 4 yarımküre elde edilmesidir.

Yay: Zodyak’ın 9. Burcudur. Ateş Grubundandır.

Yengeç: Zodyak’ın 4. Burcudur. Su Grubundandır.

Yönetici Gezegen: Astrolojide her burcun ve her evin bir yönetici gezegeni bulunmaktadır. Yönetici gezegen kendi evinde kuvvetli konumdadır, karşıt evde güçsüz durumdadır.

Yörünge: Gökcisimlerinin her biri düzenli bir hareket halindedirler, izledikleri yol yörüngeleri olarak isimlendirilir.

Yükseklik: Bir yıldızın ufuk düzlemi ile yukarı doğru yaptığı açının uzaklığıdır.

Yükselen Burç: Bir kişinin doğum anında ve yerinde Doğu’da yükselen burç Yükselen Burçtur. Astrolojide kişinin analizinde önemi büyüktür.

Yükselen Gezegen: Yükselen burcun yönetici gezegeni yükselen gezegendir. Harita yorumunda önemi bulunmaktadır.

Zıtlık: Doğum haritasında iki zıt burcun birbiri ile 180 derecelik açı yaparlar, bu kişinin haritasının olumsuz yönde etkilenmesi anlamına gelmektedir.

Zodyak (Zodiac): Gökyüzünde gezegenlerin bulunduğu kuşağa Zodyak denilmektedir. Gökyüzü kuşağı 12 eşit parçaya bölünmüştür ve her biri bir burç tarafından temsil edilmektedir.

POPULAR POSTS

MY FAVORITES