EVREN
Evren;kavramı içerisinde Güneş ve Güneş Sistemi’ni, takım yıldızları, gezegenler, Samanyolu, gök taşları, uzayı barındıran ve her yöne genişleyerek yayılan sonsuz bir yapıdır. Günümüzde hala geçerliliği kabul edilen Rus Kozmolog ve matematikçi Alexander Friedman tarafından öne sürülen Büyük Patlama (Big Bang) teorisi; evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce son derece yoğun ve sıcak bir noktadan patlaması ve bu başlangıçla giderek yayılmaya devam etmesidir.
EPLİKTİK
Dünya Güneş’in çevresinde kendi yörüngesinde döner. Ekliptik Dünya’nın Güneş etrafında saatin tersi yönünde dönerken elips şeklinde geçtiği kabul edilen düzlemdir. Güneş kendi yörüngesinde ilerlerken yıl içerisinde dört kez önemli geçişleri başlatır. Bunlar mevsimlerin oluşması anlamına gelmektedir.
MEVSİMLERİN OLUŞUMU VE EKİNOKS NOKTALARI
Evrende mevsimsel geçişler, aylar ve yıllar net ve açık olarak matematiksel hesaplamalarla burçlar kuşağında tespit edilmektedir. Dünyamızın iki türlü dönüş hareketi vardır.
1- Dünya kendi ekseni etrafında ‘’Ekvator’’ çemberi denilen sanal yörüngede 24 saatlik dönüşünü yaparak gece ve gündüz oluşumunu sağlar. Dünyayı iki eşit parçaya ayırdığı kabul edilen yatay çizgiye “Ekvator” denir. Dünya’nın Ekvator çemberinin gökyüzüne projekte edilmiş hali ‘’Gökyüzü Ekvatoru’ dur. Yıldızlar Doğu’dan Batı’ya doğru hareket ederler. Bu durum Dünya’nın kendi etrafında dönmesi ile alakalıdır. Dünya kendi etrafında hızı artan ve azalan şekilde hareket etmektedir.
2-Dünya Güneşin etrafında “Ekliptik” denilen sanal yörüngede, 365 gün 6 saatlik dönüşünü yaparak bir yıllık döngüyü sağlar. Güneş sabit yıldızlara göre her gün Dünya’nın tam tersi yönünde Batı’dan Doğu’ya doğru 1º ilerler. Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı sabit değildir. Bazen yaklaşırken, bazen uzaklaşır. Dünya’nın yörüngesi elips şeklinde olduğu için Güneş’e olan uzaklığı değişmektedir. En yakın olduğu tarih olan 3 Ocak Perihel (Günberi), en uzak olduğu 4 Temmuz Afel (Günöte)’dir.
Dünyanın iki temel hareketi ve bu sebepten dolayı kesişen iki ayrı büyük sanal daire astrolojinin temelini oluşturur. Bir sene içinde ekliptik ile ekvatorun kesiştiği noktalar “Ekinoks noktaları“dır. Senede iki kere gerçekleşen bu zamanlarda bütün dünyada gece ve gündüz süreleri eşit olur. Bu eğimden ötürü Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı yıl boyunca farklılıklar gösterir, her zaman ekvatora dik gelmez. Güneş’in ekliptik üzerinde göksel ekvatordan maksimum uzaklığa eriştiği noktalara da Soltist (Gündönümü) noktaları denir. Bu tarihlerde gündüz süreleri uzamaya ya da kısalmaya başlar. Mevsimlerin oluşumu Güneş’in burç değiştirmesi ile alakalıdır. Güneş’in bu dört kardinal noktaya gelmesi ile birlikte mevsimlerin başlangıçları oluşur.
Eğer bu iki eksen birbirlerinin üzerine denk gelseydi güneş ışınları sadece ekvatora denk düşerdi ve mevsim değişiklikleri olmazdı. Gece ve gündüz sürelerinin eşit olacağı ve sürekli ekinoks durumu yaşanacağını için, içinde yaşayacağımız bir evrenin var olması mümkün olamazdı.
Dünya’nın kendi etrafında izlemiş olduğu elips şeklindeki ‘’Ekvator düzlem’’ ile Güneşin çevresinde izlemiş olduğu ‘’Ekliptik düzlemi’’ birbirleriyle örtüşmez, aralarında 23° 27’̍lik bir eğim bulunmaktadır. Bu sebeple mevsim döngülerini oluşturan dört önemli gün ortaya çıkar. Bu günlere gündönümü adı da verilir. 21 Mart ve 23 Eylül ekinoks tarihleri, 21 Aralık ve 21 Haziran ise Soltist tarihleridir.
Her sene İlkbahar mevsimi Güneş’in 21 Mart’ta Koç burcuna ışıklarını dik olarak yollamasıyla başlar. Astrolojik olarak Güneş’in 0° Koç burcuna gelmesiyle birlikte ‘’İlkbahar Ekinoksu’’ ile doğa tekrar uyanışına geçer. Bu dönemde kışın geçen uzun, soğuk, karlı ve rüzgârlı havalar yavaş yavaş dinmeye, günler uzamaya, en önemlisi Güneş ışınlarını tekrar yeryüzünü göstermeye başlar. Bugün gündüz ile gece uzunluğu birbirine tam eşittir. 21 Mart Ekinoksu Kuzey Yarımküre’de İlkbahar, Güney Yarımküre’de Sonbahar’ın başlangıcıdır.
Bu ekinoks noktasından sonra 21 Haziran’da Güneş Yengeç Dönencesi’ne ulaşabileceği en yüksek noktaya kadar ilerler, gücünü zirveye taşır ve yaz mevsimini başlatır. Tam bu an; “Kuzey Ekinoksu“nun (Yaz Ekinoksu, Yaz Gündönümü) gerçekleştiği andır. Yengeç burcu 0° iken, yeryüzünde yılın en uzun gündüzü, en kısa gecesi yaşanır. Türkiye Kuzey Yarımküre’de olduğu için en uzun gündüzü yaşamakta ve bu tarihten sonra geceler uzamaktadır.
Zamanın akışı ile birlikte geceler de yavaş yavaş uzamaya başlar. Yaz mevsimi bitmeye başladığında, güneş ışınları gökyüzünden ağır ağır çekilmeye ve ara sıra gizli gizli kendini göstermeye başlar. 23 Eylül’de Terazi burcu 0° olduğu zaman yine yeni bir mevsimsel döngü başlar ki; bu sonbaharın gelmesi anlamına gelir. Artık “Sonbahar Ekinoksu” başlamıştır. Bugün gündüz ile gece uzunluğu birbirine tam eşittir. 23 Eylül Kuzey Yarımküre’de Sonbahar, Güneş Yarımküre’de ise İlkbahar’ın başlangıcıdır.
Zamanın akışı ile birlikte mevsimsel döngü de değişmeye başlar ve artık Güneş günden güne alçalmaya başlamıştır, Ekvator’un güney kutbuna olan açısı üzerinde ilerler ve 21 Aralık’ta en zirveye ulaştığında da “Güney Ekinoksu” (Kış Ekinoksu, Kış Gündönümü) meydana gelmiş olur. İşte tam bu anda Oğlak burcu 0°’dir. Güneş ışınlarının Dünya üzerindeki etkisi iyice zayıflamıştır, adeta dünya Güneş ışınlarından yeterince faydalanamaz ve yılın en uzun gecesi ve en kısa gündüzü yaşanır. Türkiye Kuzey Yarımküre’de en uzun geceyi yaşar.
DÜNYA’NIN PRESESYONU (DEVİNME)
Dünya kendi ekseni etrafında eksantrik bir şekilde döner. Düzgün bir geometriye sahip olmayıp, Geoibs biçimde, kutuplarda daha basık, ekvatoru daha şişkin, özel küresel bir şekle sahiptir. Ekvatordaki yarıçapı kutuplardakinden daha fazladır.
Dünya kendi dönüşünü yaparken Güneş, Ay ve gezegenlerin, kendisine yakınlık, uzaklıklarına göre çekim etkisi altında kalır ve dönüş ekseni hafif de olsa yalpalanır. Dünya batıdan doğuya doğru, kendi yörüngesinde, başladığı yerden aynı noktaya 360°’lik dönüşünü 27.000 senede bir gerçekleştirir.
EKİNOKS KAYMASI
Dünya’nın yalpalama hareketi sebebiyle Burçlar Kuşağı (Zodyak) yeryüzünden bakılınca kayıyormuş gibi gözükür. Bu durum “Ekinoks Kayması” olarak adlandırılır. Dünya, kendi ekseni etrafında yalpalaması nedeniyle 72 yılda 1° geri kayar. Ekinoks Kaymasının tam 27.000 senede bir tam dönüşe isabet ettiği, aynı zamanda Ekinoks Kaymasının yıllık ekliptik üzerindeki etkisinin 52 saniyelik bir oynamaya denk geldiği kaydedilmiştir. Bu noktanın Koç takımyıldızının başlangıcı ile karıştırılmaması gerekmektedir. Bu durum belirli döngülerle dünya ekseninin yön değiştirmesine de sebep olmaktadır.
ZODYAK VE BURÇLAR
Zodyak Yunancadan dilimize girmiş olup yaşam çemberi anlamına gelmektedir. Ekliptiği aşağı yukarı 10°’lik bir genişlikle saran, Güneş ve gezegenlerin izlediği varsayılan bu izafi çember 360°’dir. Bu sanal daireye Astrolojide Burçlar kuşağı (Ekiptik) denilmektedir. Zodyak’ta bulunan 12 evin her birinin ayrı bir teması bulunmaktadır. 30°’lik kadranlar ile 12 eşit parçaya (ev) bölünerek başlangıç noktası 0 derece Koç burcu referans olarak alınarak, Balık burcu ile tamamlanmaktadır.
BATI ASTROLOJİ’SİNDE KULLANILAN ZODYAK
Gökkürenin (kuzey ve güney yarı kürelerinde) bölündüğü seksensekiz alandan her birine verilen isim takımyıldızlarıdır. Bunların bir bölümü Güneş’in bir yıl boyunca (Güneş her gün 1° ilerler ve 360 gün sonra ise 1 sene tamamlanır) hareket ettiği yol boyunca dizilmiştir ve “Burçlar Kuşağı” olarak isimlendirilir. Aynı zamanda Zodyak takımyıldızları olarak da bilinir.
Gök cisimlerinin yerlerini hesaplamak için tasvir edilen 360°’lik çember Burçlar Kuşağı (Ekiptik) adı verilen sanal dairedir. Bu daire 30°’lik kadranlar ile 12 eşit parçaya (ev) bölünerek, başlangıç noktası 0 derece Koç Burcu referans alınarak, Balık burcu ile tamamlanmıştır.
Gezegenlerin izlemiş oldukları ‘’Ekliptik’’ üzerinde yer alan takımyıldızları ile burçlar kuşağının karıştırılmaması gerekmektedir. Burç ve takımyıldızları aynı kavramlar değildir. Güneş her bir takım yıldızından geçtiğinde mevsimlerin oluşumuna neden olur. Bir sene içinde ekliptik ile ekvatorun kesiştiği noktalar “Ekinoks noktaları“dır. Bu noktalar dört mevsime giriş tarihleridir. Güneş 21 Mart’ta 0° Koç burcuna geçer ve ilkbaharı, 21 Haziran’da 0° Yengeç burcuna geçer ve yazı başlatır. Güneş 21 Eylül’de 0° Terazi burcuna geçerek sonbaharı, 21 Aralık’ta ise 0° Oğlak burcuna girerek kışı başlatır. Astroloji bu temel prensip üzerine hareket eder.
“Mevsimsel Zodyak” (Tropikal) temeline dayanan Batı Astrolojisi; kadersel olayları tahmin etmekten ziyade bireyin psikolojisiyle alakalı yorumlar yapar. Hesaplama yapmak için çıkış noktası dört mevsim ile ilişkili olan ekinokslara bağlıdır.
Mevsimsel Zodyak dünyanın kendi ekseni etrafında yalpalaması nedeniyle 72 yılda 1°’lik kaymasını göz önüne almaz. Astrologlar yıllarca yapmış olduğu incelemeler sonucunda Mevsimsel Zodyak’ın verilerinin gerçekçi olduğuna kanaat getirmişlerdir. Ekvatoral veya Ekliptik sisteminin temel alınması Batı Astrolojinin yanlış sistemde işlediğini göstermez.
‘’Sideral Zodyak’’ Hintli Astrologlar tarafından Vedik Astroloji’sinde kullanılır. Hint astrolojisi daha çok kadersel temaları, ruhun yolculuğunu, karmayı ortaya çıkartmaktadır. Gezegenlerin, Güneş’in ve Ay’ın pozisyonlarını ve sabit yıldızları referans alarak inceleme yapılır. İki Zodyak arasındaki fark budur. Eskiden Mevsimsel ve Sideral Zodyak’ın başlangıç noktaları aynı kabul ediliyordu. (İ.S. 221’de presesyon 0 derece Koç’a geldiğinde başlangıç noktaları aynıydı) Ancak Dünya’nın yalpalaması nedeniyle artık farklı kabul edilmektedir. Ekinoksların kayması sebebiyle iki Zodyak arasında 26°’lik bir fark meydana gelmekte, buna da “ayanamsa” denilmektedir. Bu şu anlama gelmektedir ki; iki zodyakın başlangıç noktaları birbirinden her zaman matematiksel olarak belli bir aralıkta değişiklik göstermektedir.
Her iki sisteminden elde edilen verilerin doğru olduğu bilinmektedir. Bu gerçeği kabul etmek ve ikisi arasında bir çatışma olduğunu varsaymak yersizdir.